[1 Ekim 2019] Hizb-ut Tahrir Türkiye Haftalık Değerlendirme Toplantısı
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Türkiye gündemini meşgul eden önemli konuları değerlendirdi... 00:03 ► İSTANBUL’UN DEPREM SORUNU Halkı depremin yol açabileceği zararlardan kim koruyacak? Geçtiğimiz hafta İstanbul’da art arda yaşanan deprem sebebiyle..
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Türkiye gündemini meşgul eden önemli konuları değerlendirdi... 00:03 ► İSTANBUL’UN DEPREM SORUNU Halkı depremin yol açabileceği zararlardan kim koruyacak? Geçtiğimiz hafta İstanbul’da art arda yaşanan deprem sebebiyle başta İstanbul halkına olmak üzere tüm Türkiye’ye geçmiş olsun diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Halka fahiş fiyatlarla iletişim hizmeti satan ve zenginliğine zenginlik katan kapitalist GSM operatörleri sistemlerinin tamamen çökmesine aşırı yığılmayı bahane gösterdiler. AK Parti iktidarı ve belediyelerin 1999’da Marmara ve 2011’de Van’da yaşanan büyük depremlerden hiç ibret almadığı ortada… Halkı depremin yol açabileceği zararlardan kim koruyacak peki? Bunu ancak önce halkını düşünen bir iktidar yapabilir. Bu ideal devlet, fert fert herkesin yeme, içme, barınma, eğitim ve sağlıkla birlikte, mal ve can güvenliğini de garanti altına alan devlettir. 05:20 ► MECLİS’TE MESAİ BAŞLADI TBMM’de yapılacak tek doğru şey, kürsüden laik sistemin kötülüklerini ifşa etmektir! Meclis’te zamanlarını en çok uyku ve kavga ile geçiren, kalan zamanda da tatil yapan vekiller halkın yaşantısına ortak olabilirler mi? Buradan yeni yasama dönemine giren vekillere sesleniyorum: İş takipçiliğini bırakın! Halkın size tevdi ettiği görevi halkın asli menfaatlerini gözeterek yerine getirin. Kötülüklerin anası konumundaki içkinin üretilmesini, satılmasını ve içilmesini yasaklayın! Borsa, faiz, tahvil gibi gayri İslâmi kapitalist iktisadi işlemleri derhal kaldırın. Sizin Meclis’te yapacağınız tek doğru şey o kürsüden laik demokratik bu sistemin tüm kötülüklerini ifşa etmektir. 09:32 ► ÖZEL ARAÇLARDA SİGARA İÇME YASAĞI Amaç halk sağlığını korumak falan değildir! Sigara cezası kararı ile asıl amaç halk sağlığını korumak falan değildir! Eğer öyle olsaydı sağlığa zararlı olan ve ağır vergilendirilen sigaranın satışları yasaklanırdı. Hem insan sağlığına zararlı olan hem de trafik kazalarının başlıca en büyük sebeplerinden biri olan alkol bugün devlet onayı ile satılıyor. Bu çelişki değil mi? Tek amaç, sıkışan ekonomiyi rahatlatmak için gerekli nakit parayı halkın cebinden çalmaktır. Kıymetli Müslümanlar, bunların Allah’tan korkusu olmadığı gibi kuldan da utanması kalmamış! 13:23 ► GÜVENLİ BÖLGE NEYİ AMAÇLIYOR? İdlib’in Suriye rejimine teslim edilmesi amaçlanıyor! Söylemlerle bakılınca Türkiye ile ABD her an bir savaşa girecekmiş gibi duruyor. Eylemlere geçilince ABD’nin rotasından bir milim çıkılmıyor. İktidar, Türkiye’de yükselen ırkçı söylemleri bastırabilmek için muhacirleri, Rusya ve İran’ın baskılarını hafifletmek için ise İdlib halkını bu güvenli bölgeye mahkûm etmeyi amaçlıyor. CHP Türkiye’nin Suriye rejimi ile ilişki kurması gerektiğini söyledi. Üçlü zirvede Erdoğan’ın yanında oturan Ruhani de aynı vurguyu yapmadı mı? Peki, Cumhurbaşkanı ne cevap verdi? İdlib’de başlayacak katliamdan canını kurtarmak isteyenlerin oluşturacağı göç dalgasını sınır dışında tutmak için “Güvenli Bölgeyi” kurmak istediğinizi biliyoruz. Nasihat edip uyarıyoruz: Allah’tan korkun! Zalimlere meyletmeyin yoksa ateş size de dokunur! 17:45 ► CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN BM KONUŞMASI Müslümanların meseleleri BM’de yapılan hamasi konuşmalarla çözüme kavuşmaz! Cumhurbaşkanı Erdoğan gelir adaletsizliğinden bahsederken, zengin-fakir arasındaki uçurumda Türkiye'nin dünyada başı çeken ilk 4 ülkeden biri olmasını ıskaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurul konuşmasında Yahudi varlığının “sınırları neresi?” dedi ama daha önceki başka bir konuşmasında da “‘İsrail’e ihtiyacımız var!” dedi. Cumhurbaşkanı, darbeci Sisi'nin bulunduğu masaya oturmazken, Sisi'ye “benim favori diktatörüm” diyen kâfir Trump ile masaya oturmak için can attı. Müslümanların meseleleri İslâm’a düşmanlık için kurulmuş BM'nin salonlarında yapılan hamasi konuşmalarla çözüme kavuşmaz! Müslümanların ve insanlığın yaşadığı tüm sorunlar sadece âlemlerin Rabbinden gelen İslâm nizamının tatbiki ile çözüme kavuşur. Bunu ise ancak Hilâfet Devleti ile râşid bir Halife gerçekleştirebilir!
